Ali İhsan Kartal Restorasyon Haber için yazdı.

Kültürel Miras ve Kültürel Mirasın Korunması

İnsanlık her geçen gün ivmesi artan bir hızla inovatif  değişim ve dönüşümü yaşarken, bu değişim ve dönüşümün hızlı etkileriyle, anlam ve değerler dünyasında da birtakım değişim, dönüşüm hatta bazen savrulma ve kaymalar da  yapmaktadır. Günümüzde, sosyoekonomik yada sosyokültürel açıdan ele alındığında, ister gelişmiş ister  gelişmekte olan ülkeler/toplumlar  olması  fark etmiyor, devletler yada toplumlar bu hızlı değişim ve dönüşümün yan etkilerine karşı bir takım değerlere tutunma çabasında oldukları da görülmektedir. İnsan neslinin  tutma ve tutunmaya çalıştığı  bu değerlerin hepsi aslında insanlığın medeniyet yolculuğu sürecinde ürettiği değerlerinden başka bir şey değildir. Ben bu gün burada iki kavram üzerinde durmak istiyorum.

1-Kültürel Miras

2-Kültür Varlığı

Kültürel miras: Adem oğlunun  tarihsel yürüyüşü içerisinden başlayarak, bugüne kadar oluşturduğu ve gelecek nesillere aktarmak için korudukları maddi ve manevi değerler toplamının bütünü olarak tanımlanabilir. Bu değerler, tarih boyunca toplumların yaşam biçimini, sanatını, dilini, geleneklerini, mimarisini, el sanatlarını velhasıl tüm kültürel üretimlerini kapsar. Kültürel miras kavramını da iki ana başlık altında inceleyebiliriz:

1-Somut Kültürel Miras: Adı üstünde gözle görülüp elle tutulabilecek somut olan her şey; bunlarda kendi arasında taşınır ve taşınmaz olarak ikiye ayrılırlar. Binalar, köprüler, anıtlar, arkeolojik alanlar, tarihi alanlar, bunlar taşınmaz kültür varlıklarıdır. Birde müzelerde sergilenen sanat eserleri ve el sanatları gibi fiziksel olarak nispeten, daha küçük  varlıklar oldukları için bunlara da taşınır kültür varlığı denilir.

2-Somut Olmayan Kültürel Miras: Gelenekler, görenekler, sözlü anlatımlar, (masallar, hikayeler, müzik v.b) performans sanatları, düğünler, cenazeler, bir takım ritüeller gibi, toplumun bilgi ve becerileri de gibi soyut değerler olarak adlandırılabilecek türden olanlar ise somut olmayan kültürel miras olarak tanımlanabilir.

Kültürel miras, toplumların/milletlerin kimliğini ve tarihini yansıttığından, kültürel çeşitliliği ve insanlık tarihini anlamamıza yardımcı olur. Bu mirasın korunması, gelecekteki nesillerin geçmişle bağlantı kurabilmesi ve kültürel çeşitliliğin devamlılığı açısından büyük önem taşır. Bir gün farkında olmadan önünden geçtiğimiz bir ev ya da bir turistik gezi için gittiğimiz bir antik kent veyahut  radyoda çalan bir türkü olsun, tüm bunların hepsi, bizi var eden kültürel miraslarımızdır. Bunların ehemmiyetini hayatın doğal akışı  esasında her ne kadar fark etmesek te, geçmişe dair belgelerimiz, bu güne ait toplumsal sözleşmelerimiz ve  geleceğe dair ise iddialarımızdır.

Yer yüzünde binlerce çeşit canlı türü yaşarken, bunlar arasında bir takım özellikleri bakımından ayrışan, diğer bütün canlı türlerinden farklı olarak anlam ve değer oluşturup bunu kültür kavramı ile birleştiren sadece insan türü olmuştur. Belki de yüz yıllar içerisinde ürettiği kültürel değerleri bir çok farklı etkene bağlı olarak değiştirip geliştirerek, bunu bir sonraki nesline aktarma becerisini geliştiren varlık olarak insan çok kıymetli bir özelliğe sahiptir. İnsanın aklının ve emeğinin ürünü olan bu hazineler insanlığın kadim değerleri olduğundan, sadece bir coğrafyaya yada bölgeye ait olmayıp, tüm insanlığın ortak malıdır. Bizler bu gün tüm bu değerler külliyatını Kültür varlığı, olarak adlandırmaktayız.

Kültür varlığı, toplumların/milletlerin tarihsel, sanatsal, bilimsel veya başka kültürel değerlerini yansıtan ve koruma altına alınması gereken nesneler, yapılar veya alanlar olarak tanımlanır. Bu nevi varlıklar, geçmişten günümüze kadar gelen ve toplumların/milletin kültürel mirasını oluşturan önemli unsurlar arasında yer almaktadırlar. Kültür varlıkları, arkeolojik alanlar, tarihi binalar, anıtlar, sanat eserleri, el yazmaları, arkeolojik buluntular ve etnografik objeler gibi daha bir çok materyali içeren  geniş bir yelpazeyi kapsayabilir.

Modern zamanların ruhuna uygun olarak, kültür varlıkları günümüz dünyasında  genellikle yasalarla korunurken, bu varlıkların korunması, restore edilerek, gelecek nesillere aktarılması amacıyla çeşitli önlemler alınmış ve bu işleri gerçekleştirmesi için çeşitli kurum ve kuruluşlar ihdas edilmiştir. Bu varlıkların korunması sadece tekil olarak bir anlam içermemekte olup, kültürel mirasın korunması ve  devamlılığı, toplumların/milletlerin kültürel kimliğinin korunması açısından büyük öneme haizdirler.