Arkeoloji

Restorasyon Haber Şantiye Gezilerinde Sizlerle Birlikte

“Ankara Miras Şantiye Gezileri” kapsamında düzenlenen şantiye alanı gezilerine Restorasyon Haber olarak katılım sağladık.

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Ankara Miras Şantiye Gezileri” Kapsamında düzenlenen Roma Tiyatrosu, Arkeopark Şantiyesi ve Ankara Kalesi şantiye alanı gezilerine Restorasyon Haber olarak katılım sağladık.

ABB bünyesinde hizmet veren, Kültürel Mirası Koruma Şube Müdürü Sinem Battaloğlu ve uzman arkeolog rehberler eşliğinde sürdürülen bu gezilerde, ilk durağımız Arkeopark ve Roma Hamamı oldu. Uzman Arkeolog eşliğinde, Ankara’nın tarihle iç içe geçmiş büyüleyici sokaklarında, Roma Dönemi'nden kalma antik eserlerle dolu bir yolculuğa çıktık. Yüzyıllar öncesinden kalma mermerler ve taşlarla kaplı bir alanda gezimizi sürdürürken 14. ve 15. yüzyıllara kadar bu mermerlerin işlenmiş ve her biri adeta birer sanat eseri gibi korunmuş olduğu dikkatlerimizden kaçmadı.

“Lüle, sikke ve sarnıç çıkınca projede revizeye gidildi”

Arkeopark’ın kazı çalışmalarında, yaklaşık 200’e yakın lüle bulundu. Bu lülelerin, 16. ve 17. yüzyıllarda sıcaklık taşı olarak kullanıldığı biliniyor. Lülelerin yanı sıra sikkeler ve sarnıçlar da kazılar sırasında gün yüzüne çıkarılmış. Ankara'nın ilk yamaçlarından birinde bulunan bu sarnıcın keşfi, arkeoloji projesinde yeni bir revizeye gidilmesini sağlamış. Kazılar, bu sezon ikinci kez gerçekleştirilmeye devam etmekte. 

Roma dönemi gelenekleri ile Osmanlı’nın hamam kültürünün harmanlandığı bu bölgede, hem ticaretin hem de sosyalleşmenin merkezi olan Roma Hamam’ı karşımıza çıkıyor. Şehir ilk kurulduğunda inşa edilen bu yapı, 12. yüzyıldan günümüze kadar varlığını sürdürebilmiş. Ancak, Cumhuriyet dönemi ile birlikte değerini yitirmiş ve unutulmuş. Şimdi ise restorasyon sürecinin ardından yeniden hayat buluyor.
Gezilerimiz sırasında, el işleme atölyelerinin de bulunduğu bu alanda, Roma döneminden kalma deri işleme, kürk üretimi ve mermer işçiliği gibi sanatların izlerine şahit olduk.

“Yıllarca süren ihmal son buldu”

Gezilerimize, Ankara Roma Tiyatrosu’yla devam ettik. 1982 yılında sit alanı ilan edilen Roma tiyatrosu, adeta tarihe meydan okuyor. Ne yazık ki, tiyatro yıllarca ihmal edilmiş, kaderine terk edilmiş ve hatta içki şişeleriyle dolmuş. Ancak, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın girişimiyle kazı ve restorasyon çalışmaları yeniden başlamış. Tiyatro, Bizans dönemine ait taban döşemeleriyle, antresit taşlar kullanılarak restore ediliyor. Geçme tekniği ile inşa edilmiş bu yapı, harç kullanılmadan püskürtülmüş kumla korunmuş.
Tiyatro, Ekim ayında kapılarını yeniden ziyaretçilere açacak. Bu tarihi alan, Roma döneminden kalma heykellerin sergileneceği bir müze haline getirilecek. 
Ankara’nın bu kadim bölgesinde, tarihin derinliklerine doğru yaptığımız bu gezi, geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir serüvendi. Restorasyon sürecinin ardından, bu alanın yeniden canlanması, hem tarihe hem de kültürel mirasa sahip çıkmanın en güzel örneklerinden biri olacak.

Gezilerimizde son durağımız ise, kapsamlı bir restorasyon süreci içerisinde olan Ankara Kalesi oldu. Uzman Arkeolog ve Restoratör Ahmet Sansar rehberliğinde, kalenin hem tarihi hem de restorasyon süreci hakkında bilgiler aldık.
Ankara Kalesi'nin büyüleyici atmosferinde, tarihin derinliklerine doğru yaptığımız bir yolculuk bizi, kentin kalbindeki bu kadim yapının 2500 yıllık geçmişine götürdü. Milattan önce 85 yılında, Galatlar Roma İmparatorluğu'nu kabul ettiklerinde, bu kale kentin stratejik önemini arttıran bir yapı olarak kullanılıyordu. 750 yılında Roma’nın eyalet merkezi olan kale, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemini korudu. Kalenin son eklemelerinden biri, zamanın akışını simgeleyen saat kulesiydi.

 “Devşirme taşlardan modern müzelere”

Kale, yapı malzemesi olarak Roma dönemine ait devşirme taşlarla inşa edilmiş. İlginç bir şekilde, rahipler bazı taşları ters yerleştirerek kale duvarlarına bir mistik hava katmışlar. Zindanları, kale içindeki yaşamın sert ve acımasız yanını gözler önüne seriyor. Kale avlusu ise sosyal yaşamın merkezi olarak, tarih boyunca insanların bir araya gelip sohbet ettiği, ticaret yaptığı bir alan olmuş.

Ankara Kalesi, günümüzde kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçiyor. Orijinal dokunun korunmasına büyük önem verilen bu süreçte, yüzde 25 oranında tescilli özgün yapılar dikkatle restore ediliyor. 188 yapının restorasyonuna başlanmış ve bunlardan 56’sı tamamlanmış durumda. Seyir Teras Alanı ve İtfaiye Binası gibi önemli yapılar, projeler tamamlandığında müze ve kültür merkezi olarak yeniden hayat bulacak. Ayrıca kale duvarlarının arasında bulunan Misafir Fıkıh Cami, detaylı bir restorasyondan sonra hayat bulacak. Bu çalışmaların bitirilmesi bir yıl içinde planlanıyor, bu da kalenin yeniden canlanacağını müjdeliyor.

Kalenin doğu tarafında yer alan Şark Kale ise tarih boyunca en çok saldırıya uğrayan ve bu nedenle en çok tadilat yapılan bölge. Her bir taşında farklı bir dönemin izlerini taşıyan bu bölüm, kalenin savaşlar ve kuşatmalarla şekillenen hikayesini anlatıyor. 

Ankara Kalesi, şehrin tarihini ve kültürel mirasını gözler önüne seren büyüleyici bir yapıdır. Gelecek yıl tamamlanacak restorasyon çalışmalarıyla, kale, ziyaretçilere bir müze ve kültür merkezi olarak hizmet verecek. Kalenin sokaklarında dolaşırken, her köşe başında tarihin izlerini bulmak mümkün. Kale, şehrin dokusuna sinmiş geçmişin anılarını günümüze taşıyan, Ankara’nın ruhunu yansıtan bir yer olmaya devam ediyor.