Restorasyon

Gediz Deltası UNESCO Dünya Mirası Yolunda

UNESCO Dünya Mirası adayı ve Türkiye’nin 14 Ramsar Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda doğal sit alanı statüsüyle korunuyor.

İzmir’in yanı başında yer alan, UNESCO Dünya Mirası adayı ve Türkiye’nin 14 Ramsar Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda doğal sit alanı statüsüyle korunuyor. Bölgenin ekolojik restorasyonu ve korunması için önemli bir adım atıldı. 17-18 Aralık tarihlerinde düzenlenen Gediz Deltası Restorasyon Açılış Toplantısı, yerel yönetimler, kamu kuruluşları, akademisyenler ve uzmanların geniş katılımıyla gerçekleştirildi.

Toplantının ilk gününde, Gediz Deltası’nda geçmişten bugüne yürütülen araştırma ve koruma çalışmaları masaya yatırıldı. Ulusal ve uluslararası örnekler ışığında restorasyon hedefleri tartışılırken, ikinci günde saha çalışmasıyla deltadaki güney bölgesi yerinde incelendi.

UNESCO adaylık süreci ile bütünleşik olarak yürütülen bu çalışmalar, “Gediz Deltası’nın Tatlı Su Ekosistemi için Sürdürülebilir Yaşam” projesi kapsamında hayata geçiriliyor. Doğa Derneği ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü iş birliğiyle yürütülen proje, deltada meydana gelen ekolojik tahribatı onarmayı ve sürdürülebilir yönetim anlayışını güçlendirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda, ıslak çayır habitatlarının restorasyonu, yerel paydaşların bilinçlendirilmesi ve karar vericilerin kapasitelerinin artırılması için kapsamlı çalışmalar yürütülüyor.

Dünyaya Açılan Bir Ekosistem

Gediz Deltası, barındırdığı zengin biyolojik çeşitlilikle İzmir’in yanı başında yaşayan 4 milyondan fazla nüfus için hayati bir ekosistem sunuyor. Ancak sınırlı su kaynakları, kirlilik, aşırı otlatma, egzotik okaliptüs plantasyonları ve kaçak yollar gibi tehditler, bu doğal alanın korunmasını daha kritik hale getiriyor. İklim değişikliği nedeniyle artan kuraklık ve düzensiz yağışlar da bölge üzerindeki baskıyı artırıyor.

UNESCO Yolunda Restorasyon Çalışmaları

UNESCO adaylığına destek sağlayacak restorasyon çalışmaları, yer altı su seviyelerinin izlenmesi, toprak analizlerinin yapılması ve kapsamlı bir mera yönetim planı hazırlanmasını içeriyor. Ayrıca, kaçak yolların kapatılması, okaliptüs plantasyonlarının doğal mera habitatlarına dönüştürülmesi ve parçalanmış mera alanlarının restore edilmesi için ekolojik uygulamalar hayata geçirilecek.