Tokat’ta bakırcılık mesleğiyle uğraşan Mehmet Küçük, babasından devir aldığı mesleğini yarım asırdır sürdürmesine rağmen mesleği devredecek bir çırak bulamayınca eşini usta olarak yetiştirdi.

Tokat’ta tarihi Taşhan içerisinde yarım asırdır bakır işleme ve kalay işiyle uğraşan Mehmet Küçük, babasıyla amcalarının yaptığı aile mesleğini tüm zorluklarına rağmen devam ettiriyor. Mesleğini devredecek bir çırak bulamamanın sıkıntısını yaşayan Küçük, sorunu beklenmedik bir kişiyle çözüme kavuşturdu. Çıraklık için uzun yıllar arayışlarını sürdüren Küçük, çözümü yanına yemek getiren eşi Halime Küçük’te buldu. 35 yıl önce eşinin dükkanına gelerek bakırcılık mesleğine çıraklıkla başlayan Küçük, zamanla kendini ispatlayarak usta öğreticilik belgesi aldı. Çırakları olmadan çalışan Küçük ailesi, 9 metrekarelik dükkânda bakırcılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor.

“Çırak bulamadığım için eşimi yanımda yetiştirdim”

Çırak bulamayınca eşi ve çocuğuna mesleğini öğrettiğini söyleyen 70 yaşındaki bakır ustası Mehmet Küçük, “Benim sülalem hep bakırcıydı. Bu meslek ölmek üzere olan bir meslek. Meslek bitiyor ve yetişen kimse bulunmuyor. Bu meslekte fazla bir kazanç yok ve çok sabır isteyen bir meslek. Biz babamızın yanında yetiştiğimiz için mesleğimizi seviyoruz. Çırak bulamadığım için eşimi yanımda yetiştirdim. Eşim 35 yıldır benim yanımda çalışıyor. Sanatı burada ona öğrettim ve Kültür Bakanlığı sanatçısı oldu. Burada makine yok, her şeyi elimizde yapıyoruz. Burada hem kalay yapıyoruz, hem de bakır yapıyoruz. Ben şu anda 70 yaşındayım. Küçükken bir hevesle bu işe başladık. Ben mesleğime aşığım öyle olmasam mesleğimi yapamam. İlerleyen yaşıma rağmen hala çalışıyorum. Ben üretmek istiyorum, bir şeyleri öğretmek istiyorum. Bu işe bir el atılması lazım bu meslek ölmesin. Bu meslek benimle beraber ölecek. Bana güzel bir yer versinler, ben orada öğrenci yetiştireyim” dedi.

Eşiyle birlikte kültür bakanlığı sanatçısı olduğunu ifade eden Halime Küçük ise “Eşimle beraber 35 yıldır bakırcılık işi ile uğraşıyorum. Eşim ile ben kültür bakanlığı sanatçısıyız. Oğlumuzda bu işe hevesli ve o da Kültür Bakanlığı sanatçısıdır. Ben de eşimin yanına gide gele hem işlemeciliği hem de çizimi öğrendim. Eşim çırak bulamayınca ona destek amaçlı bu işe başladım. Çocuğumuzda yanımıza sürekli getirerek onu da yetiştirdik. Oğlum çekiç tutuyor, işleme yapıyor, kalaylama yapıyor, cila yapıyor. Sanatı o da çok güzel öğrendi. 35 yıldır eşimle birlikteyim ve hiç ayrılmadık. Mesleğimiz çok güzel ama çırak yetiştiremiyoruz. Çalışma alanımız küçük, yerimizde fazla yok. Talepte olmadığı için kendi kendimize değirmenimizi döndürüyoruz” diye konuştu.