Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Okay Pekşen, kaçak kazı yapan insanların hayatlarını riske attığını belirterek, "Pek çok insanımız, ‘emeksiz zenginleşme’ hayaliyle kaçak kazı yaparken hayatını kaybetmektedir. İnsanlarımız boş umut peşinde koşmamalı, hayatlarından olmamalı" dedi.
Her yıl Türkiye’de kaçak kazı yapan birçok sayıda insan ya hayatını kaybediyor ya da yaralanıyor. Geçen yıl Samsun’da yapılan kaçak kazılarda 3 kişi hayatını kaybetti.
‘Emeksiz zenginleşme’ hayali
Kaçak kazıdaki tehlikeye dikkat çeken Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Okay Pekşen, "Türkiye’de 1 yıl içerisinde çok sayıda kaçak kazı tespit edilmekte ve kaçak kazı yapanlar yakalanmaktadır. Bunlarla ilgili hukuki süreçler yürütülmektedir. Burada yapılması gereken en önemli hususlardan bir tanesi, vatandaşlarımızın bu konuda bilgilendirilmesidir. ‘Emeksiz zenginleşme’ hayaliyle birlikte insanlarımız aslında maddi bir değeri olmayan ama tarihi ve kültürel büyük önem taşıyan kültür miraslarına zarar verdiklerini görüyoruz. Bunun hukuki açından bir suç olduğu bilinmelidir. İzinsiz sondaj ya da kaçak kazı yapılmasının 5 yıla kadar hapis cezası bulunduğunu biliyoruz. Bunlar tabii işin hukuki boyutudur. Tabii, bir de bunun insani boyutu var. Pek çok insanımız kaçak kazı yaparken hayatını kaybetmektedir" diye konuştu.
"Kaçak kazılar resmi kaynaklara ihbar edilmeli"
Doç. Dr. Okay Pekşen insanların kazı yaparken pek çok olumsuzlukla karşılaştığını söyleyerek, "Uzman kişiler tarafından resmi izinlerle yapılması gereken kazıların izinsiz bir biçimde yapılması, insanların hayatlarına mal olabiliyor. Çünkü buralarda metan gazı, ya da çöküntü alanları oluşabiliyor. Mağara içlerinde arama yaparken ıslak zeminde kaydıktan sonra kayma, çarpma ya da düşme eylemi ile birlikte hayatını kaybeden insanlarımız olabiliyor. İnsanlarımız boş umut peşinde koşmamalı. Define aramış oldukları ya da define olduğunu düşündüğü alanların hiçbir tanesinde bu tarz bir şey bulunmuyor. Sağlığını kaybeden insanlarımız oluyor. Define arayıcılığından hususla hareketle ciddi anlamda psikolojik problemler yaşayan insanlar var. Biz sadece şunu bilmeliyiz: Ülkemiz çok zengin bir ülke ama bu zenginlik defineyle birlikte parasal bir zenginlik olarak ölçülmemelidir. Ülkemizde tarihi kültür mirası, arkeolojik kültür mirası, bu ülkenin ülke ekonomisine turizm açısında katkısı olabildiği gibi stratejik açıdan da önemi var. Ülkemiz güncel politikalarına bile yön verebilme açısından büyük bir öneme sahiptir. Bilinçsiz kişilerin yapmış olduğu kaçak kazılar, define arama faaliyetleriyle birlikte tahrip etmiş oldukları alanlar ülkemizin milli menfaatlerine zarar veriyor. Genel itibarıyla bilinçsiz kişiler oldukları için karşılaştıkları arkeolojik ya da tarihi alanın taşımış olduğu önemin de bilgisinde değiller. Bu izinsiz yasa dışı faaliyette hızlı yoldan zenginleşme, altın bulma, ya da paraya dönüştürebilecekleri herhangi bir şey bulma gayretinde oldukları için aslında daha büyük önem taşıyan şeyleri de maddi değeri yok diye düşünerek tahrip veya yok ettiklerini görüyoruz. Ülkemiz bu konudan oldukça muzdarip. İnsanlar böyle bir kaçak kazı ile karşılaştıklarında resmi kaynaklara ihbarda bulunsunlar" şeklinde konuştu.