Erzurum Ovası’nda yapılan kazılarda 6 bin yıl eskiye dayanan yerleşim alanlarına ve yaşama dair izler tespit edildi.
Yakutiye ilçesine bağlı Değirmenler Mahallesi’nde bulunan höyükte, Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü izni ve desteğiyle Erzurum Müze Müdürlüğü başkanlığında başlatılan "Değirmenler Höyük Kazı" projesi 1 Temmuz 2024 tarihinde kurtarma kazısı şeklinde başladı. Alanda yapılan kazılarda tespit edilen yerleşim tabakalarındaki insan ve hayvan kemikleri ile seramikler, ait olduğu dönemlere göre değerlendiriliyor. Değirmenler Höyük’te yapılan kazılar sonunda yerleşim yerinin arkeopark alanına dönüştürülmesi planlanıyor.
“Beklediğimizden çok fazla bir mimari dolgu çıktı”
Erzurum Müzesi arkeologlarından kazı yürütücüsü Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak, “Şimdiye kadar yaptığımız çalışmada öncelikle yaklaşık 1,5 metrelik dolguda Orta Çağ mezarlığı açtık, akabinde Demir Çağ tabakası başladı. Bu tabakayı çeşitli yapı evreleriyle birlikte çıkarmaya başladık ve beklediğimizden çok fazla bir mimari emare ile karşılaştık. Aslında bu tip kazılarda daha çok seramik ya da küçük buluntular zengin örnekleri ile açığa çıkarılmakta iken burada mimari de ağırlıklı. Demir Çağ tabakasından sonra Karaz evresine inmiş durumdayız. Karaz, bölgemizde en çok bilinen Erken Tunç Çağına ait bir kültür. Değirmenler Höyük’te biz bu Erken Tunç Çağ’ın oldukça derin bir dolgusuyla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.
Her basamak bir çağın şahidi
Mevsimin elverdiği süre içinde kazılara devam edeceklerini ifade eden Altunkaynak, “’Değirmenler Höyük Kazı’ projemizin bilimsel danışmanlığını Prof. Dr. Mehmet Işıklı gerçekleştirmekte. Küçük bir ekiple çalışıyoruz ama buradaki çalışmamızın temel prensibi, buranın kronolojik tablosunu ortaya çıkarabilmektir. Bunun için bu step trench (basamaklı açma) yöntemini benimsedik. Her dönem için bir basamak koyarak devam ediyoruz. Üstten başladık. Burası yaklaşık 20 yıldır kazmayı planladığımız ve çok büyük beklentiler içerisinde olduğumuz bir alandı. Ve nihayet gerçekleşti bu hayalimiz. Bu alanın önemli bir kısmı yol yapımı sırasında zaten tahrip edilmiş durumdaydı ve baktığınızda biz burada pek çok uygarlığın izlerini zaten görebiliyorduk. Önce bir kesit temizliği yaptık, bu kesit temizliğini bir röntgen gibi düşünün. Orada tabakaları belirledik. O tabakalardan numuneler alındı. Bu kesitin yan tarafında 7 m genişlik 4 m derinlikte bir kazı alanını belirledik ve bugüne değin yaklaşık altı metre kadar da inmiş bulunuyoruz” dedi.
“Alanımız küçük ama kazanımlarımız kıymetli”
Kazı alanı içerisinde öncelikli bir Orta Çağ mezarlığı ortaya çıkardıklarını vurgulayan Erzurum Müzesi Arkeologlarından Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak, “Orta Çağ mezarlığının hemen altında Demir Çağ başlamakta. Oldukça kalın bir Demir Çağı dolgusu açığa çıkardık. Aslında bizim buradaki hedeflerimizden birisi, bu bölgede daha çok Van merkezli olarak bildiğimiz ve Doğu Anadolu’nun en önemli krallığını kuran Urartular, öncesinde neler yaşandığına dair izler elde edebilmek. Çünkü bölge arkeolojisinde bir Erken Demir Çağ problemimiz var ve bu erken Demir Çağ’da Bölgede gerçekten nasıl bir yaşam biçimi olduğunu henüz tam olarak bilmiyoruz. Sadece Erzurum özelinde değil, Doğu Anadolu özelinde net biçimde ortaya koyabilmiş değiliz. Yine Geç Tunç ve Orta Tunç Çağlar da biraz sıkıntılı bu anlamda. Bu dönemlerle ilgili çalışmalarımızı daha sonra malzemeler üzerinde çalışırken de yürüteceğiz. Şimdi Demir Çağı da bitirdik ve net olarak Erken Tunç Çağı kazmaya devam ediyoruz. Erken Tunç Çağı tabakası içerisinde güzel bir mimari açığa çıkardık. Aslında çok küçük bir alanda çalışmamıza rağmen Demir Çağı tabakasında da güzel hatta oldukça büyük ölçülere sahip bir Demir Çağ mekanını ortaya çıkarmıştık” şeklinde konuştu.
“Tarihte yaşama dair izler arıyoruz”
Kazı çalışmalarında geldikleri noktada, Erken Tunç Çağı’nın bölgede bilinen o en kadim kültürü olan Karaz’a ait farklı özellikler de yakalamaya çalıştıklarını belirten Altunkaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Değirmenler Höyük’ten bulduğumuz Karaz kap formlarındaki farklılıklar ilgi çekmekte. Bu durum Karaz seramiği ile ilgili olarak bizim bildiklerimizin dışında değişik sonuçlar olabilir mi sorularını aklımıza getiriyor. Erken Tunç Çağ’ın hangi evreleri yaşandı onu görmeye çalışıyoruz. Biz zaten 5500-6000 bin yıl öncesine kadar gitmiş olacağız. Bu bilgilerimiz bu aşamada kesitten de anlaşılmakta. Bizim hedefimiz daha öncesinde burada nasıl bir yerleşim vardı? Ya da var mıydı? Onu ortaya çıkarabilmek. İnşallah sezon sonuna kadar da bu dönemleri de ortaya çıkarırsak, en erken yerleşimden en geç yerleşime kadar Değirmenler Höyük’te dolayısıyla Erzurum Ovası’nda hangi yerleşimler olduğunu, hangi dönemlerde yerleşimler kurulduğunu, hangi dönemlerde doğa olaylarıyla burada farklılıklar yaşadığını ortaya koymaya çalışacağız."